Türkiye'de mafyacılığın ayağa düştüğünü, polisin karşısında mafyanın birşey yapamayacağı gibi, mafya denilenlerden sağ ve sol örgütlerin rahatlıkla geçmişte haraç alabildikleri, mafyanın aslında bu kadar büyütülmemesi gerektiği, Türkiyede kurumların fazlasıyla yıpratılması nedeniyle geleceğin riske edilmesinin, Askere, polise, Mahkemelere saldırılmasının mafyadan daha fazla zararlı olduğunu belirtmiştir. Güvenlik şirketlerinin istihbarat örgütleri için çok önemli olduğu, oluşturulacak güvenlik şirketinin istihbarat görevlerinde yer alarak uzmanlaşmış emekli bir kurmay albayın başkanlığında kurulması gerektiği ve tüm personelin yalnızca emekli istihbarat subaylarından oluşturulması gerektiği, bu şirket bünyesinde kesinlikle emekli emniyet mensuplarının yer almaması gerektiği, böylece örtülü bir biçimde yepyeni bir yapılanma ile güçlü bir istihbarat biriminin oluşturulmuş olacağı, bu istihbarat biriminin doğal olarak "Operasyonsal" hizmetlerin sorumluluk ve yükümlülüğünü de üstlenebilecek yeterlilikte olacağı belirtilmiştir. Orhancım bu şey N. H. emekli olmamış ..Bakırköy adliyesinde görevliymiş" ".. Hüseyin Kocadağ ile Ömer Lütfi Topal’ın ilişkilerinin ise çok daha yakın olduğunu, zaman zaman İbrahim Polat’ın da ortak olduğu Polat otelinin casinosunda sık sık beraberce oturduklarını, 1994 yılındaki Akgün oteli cinayetinden sonra araya bir soğukluk girdiğini, Ömer Lütfi Topal’ın öldürülmesinden bir ay önce Celal Doğan’ın kendisine Fenerbahçe Kulübünün yöneticilerinden Hüseyin Kocadağ’ı yolladığını, kendisinin de bunu ömer Lütfi Topal’a haber verdiğini, bu toplantının DGM ile de ilgisi bulunduğunu çünkü teypten yazıya döktüğü yazılı ifadesini DGM ne de verdiğini, konunun da Gaziantepli bir kaç işadamının G.T.O. 1959 Malatya Hekimhan doğumlu olduğunu, Eğitim enstitüsünü bitirdiğini, 1980 öncesinde Türkiyedeki sağ-sol olaylarına katıldığını, sağda Milliyetçi kanatta yer aldığını, katılmadığı olaylarda kendisine isnat edilen suçlar olduğundan 12 eylül 1980’den sonra yurtdışına çıktığını, yurtdışına çıkarken aynı görüşü paylayan insanların yardımını gördüğünü, Harun Çelik adına düzenlenmiş bir sahte pasaportla ve yalnız olarak Türkiyeden ayrıldığını, giderken Tren yolculuğu yaptığını, Bulgaristan, Yugoslavya, İtalya, İsviçre yoluyla Avusturyaya direk olarak vardığını, orada Abdullah Çatlı ile buluştuğunu, Çatlı’nın kendisinden 2-3 gün önce uçakla İngiltereye gittiğini, İngiltereye alınmadığı için oradan Avusturyaya geldiğini, Çatlının Hasan Kurdoğlu adına düzenlenmiş sahte pasaportla Türkiyeden ayrıldığını, Avusturyada oturma izni alabilmek için Üniversitenin dil kursuna kayıt olduklarını, yurtdışındaki akraba ve tanıdıkların yardımıyla geçindiklerini, Papa olayı olduğu zaman Avusturyadan Fransaya geçtiklerini, Papa işinde bir rolü olmadığını, ancak basında isminin rolü varmış gibi geçtiğini, Fransaya geçtikleri tarihin 1982’nin son ayları olduğunu, Fransada Poitiers şehrinde ki Üniversiteye Çatlı ve Eşi ile birlikte kayıt yaptırdıklarını, Çatlı’nın eşinin uçakla Avusturya’ya oradan da İsviçreye ve Fransaya geldiğini, oraya varınca her şeyin Türk Milleti ve Devletinin aleyhinde olduğunu gördüklerini, kendilerinin orada Türkiye’nin turizm büyükelçisi gibi olduklarını, o sırada kendilerine “Türk Devletinin Milletinin aleyhinde çalışan mesela Asala gibi örgütlerle mücadele edermisiniz, nasıl ve ne taktiklerle mücadele edersiniz?" şeklinde teklifler geldiğini, bu teklifin devletimizin üst düzeydeki yetkililerinden geldiğini, ancak onların ismini söyleyemeyeceğini, bu teklifi alınca kendilerinin de, oralardaki devlet temsilcilerinin, diplomatların değil Türklükle, insanlıkla bağdaşmayacak şeyler yaptıklarını söyleyerek değiştirilmesini istediklerini, kendilerine teklif getiren kişilerin "biz bunları değiştiremeyiz; bunlar bizim ülkemize mal olmuş kişiler; fakat, bizim devletimiz ve milletimiz sözkonusu, ortada olan bu" dediklerini, o zaman da kendilerinin Milliyetçi ve Vatanseverler olarak bu teklifi gönüllü olarak kabul ettiklerini, bu arada suçsuz olarak cezaevinde yatan arkadaşları ve bazı tanınmış politikacıların serbest bırakılmasını istediklerini ve olumlu cevap aldıklarını, bunun üzerine (12) kişilik bir liste verdiklerini, bu isimlerden birisinin Mehmet IRMAK olduğunu, Ancak bu 12 kişinin hiç birisinin bu işlerden yararlanmadığını, bu teklifin kendilerine 1981 yılında kendilerinin Fransada oldukları zaman yapıldığını, aslında bu tekliflerin o zaman Avrupadaki Türk federasyonundan tutun da herkese kadar yapıldığını, en sonunda kendilerine Çatlı ile birlikte teklif geldiğini, teklifi kabul ettikten sonra Fransada (18), Hollanda da (2), Kanadada, Amerikada, Yugoslavya da Beyrutta, Yunanistanda, akla gelen pekçok eylem yaptıklarını, bu eylemleri Oral çelik, Abdullah Çatlı ve diğer iki kişiden oluşan (4) kişilik grubun yaptığı ya da yaptırdığını, bu arkadaşlarından birisinin mahkemeye geçtiğini, gizli celse olduğunu, yaptıklarını orada anlatarak kendilerine, önceden söz verildiği gibi ceza indirimi uygulanmasını, yada kanuni takibattan muaf tutulmalarını istediğini, ancak taleplerinin kabul olmadığını, 10-12 sene mahkumiyet verildiğini duyduğunu, 4 arkadaşının da Türkiye'ye döndüğünü, onun cezasının zaman aşımına uğradığını, kendisine de yurt dışında yaptığı hizmetlerden dolayı kolaylık gösterilmediğini, yurda döner dönmez cezaevine konduğunu ve boş yere (4) ay hapis yattığını, yurt dışında olduğu yıllarda bir kere 1983 yılında yurda giriş-çıkış yaptığını, onun da istihbaratın kontrolü altında gerçekleştiğini, yurtdışında oldukları sırada istedikleri pasaportu, istedikleri yerden alabildiklerini, Türkiye konsolosunun da kendilerine pasaport verdiğini; çünkü, Türk Basını ve Türkiyedeki güya aydınların kendilerini ihbar etmeye başladıklarını, İsviçrede yakalanan bir adamın kendilerinin eylemleri ile ilgili bilgiler verdiğini, bu adamın Nevzat Bilican olduğunu, bu kişinin bir gün İsviçre Polisine giderek yalan yere ben Abdullah Çatlı, Oral Çelik, Mehmet Şener ile eroin işi yaptım dediğini, daha bir kaç isim daha söylediğini, kendilerinin Ermenileri öldürdüğünü söylediğini, İsviçrenin durumu Türkiye'ye bildirmesi üzerine Türkiye'den ilgili kimselerin kendilerine-ki o zaman Fransada Çatlı ile bir evde oturduklarını bildirdiğini, kendilerinin de oradan kaçtıklarını, bunun üzerine Türkiye-İsviçre arasında problem çıktığını, bu olayın 1984 yılında cereyan ettiğini. Bunun üzerine Türkiyeden bir Devlet slotella giriş Bakanının İsviçreye gelerek ortamı yatıştırdığını, Mesut Yılmaz'ın da o sırada bakan olduğunu, daha sonraları da İsviçrenin kendilerine (Oral Çelik, Çatlı ve arkadaşları) ambargo koyduğunu, Mesut Yılmaz'ın da Dışişleri Bakanı olarak kendileri için İsviçre nezdinde teşebbüsleri olduğunu, duyumlarına göre Mesut Yılmaz'ın Çatlı ile temasa geçerek bir kulübe olan kumar borcunu sildirdiğini, Çatlı'nın 1991 yılında İsviçreden hapisten kaçınca Türkiyeye döndüğünü, Çatlının bu mahkumiyetinin Nevzat Bilican iftirası ile olduğunu, aynı davada kendisi ve Mehmet Şener'in de yargılandığını ve beraat ettiklerini, çünkü Nevzat Bilican'ın daha sonra İsviçre Makamlarına giderek "ben yalan söyledim, ben PKK'yım, bunlar Milliyetçi bana öyle ifade vermem söylendi bende öyle söylemiştim.
1988 de yazılmış bir MİT RAPORU olduğunu ve bunun da ilgilisi tarafından üstlenildiğini ve Komisyona ifade verdiğini, bunun dışında MİT tarafından ortaya atılmış herhangibir rapor olmadığını, Abdullah Çatlı ile ilgili olarak arşivlerinde bilgi olabileceğini, talep edilmesi halinde iletebileceklerini Sedat Bucak’ın legal bir milletvekili olduğunu ve bu şahısla ilgili bir çalışma yapmadıklarını, istihbarat neredeyse orada olduklarını, gerektiğinde herkesi istihbarat işlerinde kullanabildiklerini, Susurluk kazasından sonra Başbakanlıkça iddialar hakkında MİT’in bir inceleme yapmasının istenildiğini, MİT’in de bu incelemeyi yaptığını ve sonuçlarını Sayın Başbakan’a sunduğunu, bu incelemede devlet içinde kontrolsüz bazı güçlerin varlığının bu olayla ortaya çıktığının ifade edildiğini, gayri kanuni belgelerin temini, pasaport vs. Belgelerin içeriğinden ve hazırlanma şeklinden Ergenekon terör örgütünün nasıl çalıştığı ve uluslar arası askeri tesislerin her türlü bilgi ve belgelerini temin edip, provakasyon amaçlı eylem yapmayı planladığı açıkça anlaşılmaktadır. Danıştay olayı sonrasında meydana gelen olaylar ve Türkiye'de oluşturulacak kaos ortamı sonucu Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin darbe ile devrilmesi için Türk Silahlı Kuvvetlerinin açıkça tahrik edildiği başarısız olunmasına rağmen örgütün medya gücü hedef saptırmada ve gerekse eylemi gerçekleştiren sanıkların eylemden sonra yakalanıp toplanan delillere rağmen eylemin devletin güvenlik güçlerince planlanıp yaptırıldığı şeklindeki devleti ve kamu otoritesini zaafa uğratma maksatlı yayınlarla kamu düzenini bozmayı amaçladıkları, devlet otoritesine karşı güvensizlik ortamı oluşturmak için yaptırdıkları dezenformasyon amaçlı haberler ve yayınlardan da tüm eylem ve fiillerin ERGENEKON terör örgütü tarafından hakim güç olma amacıyla tek merkezden yönetildiği açıkça anlaşılmıştır.
Ömer Lütfi Topal’ın vefatından sonra ilk eşini başsağlığı dilemek için ziyaret ettiklerinde tesadüfen televizyonda Susurlukla ilgili haberler geçtiğinde ilk eşinin “kanı yerde kalmadı” ifadesi üzerine kendisinin “Peki Sami’den, Aliço’dan bir şüphe veya endişeniz var mı? Oyuncuların seçebileceği gerçekten bir şey var, stüdyonun ürün yelpazesinde her zevke uygun 60'tan fazla farklı slot var. Bu nedenle, ödeme modunda Pin Up slot makinelerinde makaraları döndürmek giderek daha istekli olabilir, çünkü büyük miktarlarda para riske atmak zorunda kalmazlar. Pin Up'ta para çekme işleminde herhangi bir gecikme yaşanmaz, oyuncuların başvuruları hızlı bir şekilde işleme alınır ve para belirtilen taleplere mümkün olan en kısa sürede aktarılır. Şu anda, TOP kumar yazılımı üreticilerinin yanı sıra eski ve yeni birkaç yüz model var. Öte yandan örgütsel dokümanlarda belirtildiği gibi örgütün en çok önem verdiği ve sızmaya çalıştığı kurumlardan birisinin Türk Silahlı Kuvvetleri olduğu, bu nedenle halen gizli bir şekilde bu faaliyetlerini sürdürdüğü, hatta bu faaliyetlerini KARARGAH EVLERİ şeklinde adlandırarak özellikle harp okullarında bulunan subaylar ve öğrencilerle ilgilendikleri, bunların yanı sıra halen görevde olan bazı Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları ile ilişki içerisinde oldukları, bu ilişkileri sayesinde birçok kişinin askerlikle ilgili problemlerini çözdükleri ve istedikleri yerlerde askerlik yapmalarını sağladıkları, ayrıca bu ilişkileri örgütün farklı amaç ve hedefleri için kullandıkları anlaşılmıştır. Denilmiş olup soruşturma kapsamında en çok kazandiran kazı kazan yakalanan Fikret EMEK in özel kuvvetlerden emekli olduğu evinde KANAS suikast silahından C3 plastik patlayıcılara kadar silah ve sabotaj malzemesi olarak kullanılan geciktiricili fünye den saniyeli fitile kadar birçok silah ve dokümanın bulunduğu anlaşılmaktadır.
Betebet tv Her ne olursa olsun sizlere sunduğu hizmetle asla ama asla içeriğinden ödün vermeden kıymetini belli edenlerden. Fakat bu sayede ise sizlere kazandırmaya devam ediyoruz. Bir dolarlık bahis için 10 tane çizgi seçilir ise toplamda 10 dolar için bahis yapılmış olmaktadır. Seçilen çizgilerde seçilen semboller çıkar ise çıkan sembole göre bahis oranlarının farklı katları kazanılmaktadır. Makineye 200 avro koyan yüksek bahisçilerin, örneğin 2 avro koyanlara göre etkileyici bir kazanç elde etme şansının çok daha yüksek olduğu unutulmamalıdır. Sayın Cumhurbaşkanımızla birlikte otelden çıktık, Leventteki ikametgahta Kemal bey bizi kapıda karşıladı ve içeriye girdik; Sayın Cumhurbaşkanının konuyu sormaları üzerine, Yazıcıoğlu, 25.8.1996 günü Emniyet Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliğine gelen isimsiz telefon ihbarında Ömer Lütfü Topal’ı Özel Harekat polisleri Ercan Ersoy, Ayhan Çarkın, Oğuz Yorulmaz ile maktülün ortakları olduğu söylenen Ali Fevzi Bir (Aliço) Sami Hoştan (Arnavut Sami) adlı şahısların öldürdüğünü beyan ediyor. Abdullah Çatlı ile Sami Hoştan’ı bir kez birlikte gördüğünü hatırladığını, ancak Sami Hoştan’ın Abdullah Çatlı’yı telefonla arayıp aramadığını bilmediğini, onu sekretere sormak gerektiğini, Abdullah Çatlı ile Ömer Lütfi Topal’ı birlikte hiç görmediğini ve bilmediğini,” belirtmiştir.
Dede oyunu hangi siteden oynanır
Bet10bette deneme bonusu almak için doğru yerdesiniz! Kumarhane genellikle hediye kartlarını kabul eder veya borsalardan biri aracılığıyla bitcoin satın alabilir ve cüzdanınıza aktarabilirsiniz. Hoşgeldin bonusları genellikle ilk yatırımınızı yapmanız karşılığında verilen, belirli bir yüzde oranında bonus içerir. 60.05. 03/2694-96 sayılı cevabı yazılarında: “Konuya ilişkin Emniyet Birimlerince düzenlenen evrakın bir dosya içerisinde gönderildiği ifade edilmiştir.Adı geçen dosyanın incelenmesinde özetle: Adana’da yakalanan Faysal ve Mustafa Söylemez tarafından oluşturulduğu anlaşılan organize suç örgütü ile bazı Emniyet Görevlileri arasında ilişkiler bulunduğuna ilişkin Şanlıurfa Milletvekili Sedat Bucak tarafından ortaya atılan iddiaların Mülkiye Müfettişleri ve Polis Müfettişleri tarafından müştereken incelenmesi hakkında İçişleri Bakanlığının 19.06.1996 tarihli onayının olduğu, Emniyet Genel Müdürü Alattin Yüksel imzası ile verilen 18.07.1996 tarihli soruşturma izin onayında, Mehmet Sena, Faysal ve Mustafa Söylemez tarafından oluşturulduğu anlaşılan organize suç örgütüne katıldıkları anlaşılan 58652 sayılı Başkomiser Halim Apaydın, 122330 sayılı Komiser Yardımcısı Nazif Yavuz ile 122184 sicil sayılı Komiser Yardımcısı Mehmet Sıddık Bakır haklarında adli soruşturmanın İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Başsavcılığınca yürütülmekte olduğu, disiplin mevzuatı açısından her üç sanık hakkında soruşturma açılması gerektiği, Çankaya ilçesi eski Emniyet Müdürü Sedat Demir’in Söylemez Kardeşlerce işletilen Ruwors Disko Bara Çankaya Emniyet Müdürlüğünce mobilya alınması karşılığında süresiz kapatılmış olmasına rağmen, barın yeniden açılmasına izin vererek görevini kötüye kullandığının tespit edildiği, Sedat Demir’in mal varlığında izahı mümkün olmayan belirgin bir artışın görülmesi üzerine adı geçen hakkında 3628 sayılı kanuna göre işlem yapılmak üzere düzenlenen tevdi raporunun İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına intikal ettirildiği, Sedat Demir hakkında M.M.H.
Sayın Cumhurbaşkanı 13 Kasım 1996 tarihli mektupla bu bilgileri https://jauniejimodeliai.lt/deneme-bonusu-veren-siteler Sayın Başbakana intikal ettirmişlerdir. Şirketi isimli firmaya ihale edildiği, adı geçen firma tarafından yapılan uzun süreli çalışmalar sonucunda, tank tabanlarında oluşan yaklaşık 20.000 ton petrol çamuru (Sludge) tanklardan temizlenerek açık toprak havuzlara ve sisteme ait olan ve boş durumda bulunan ballast tankına taşındığı, tank tabanlarından çıkarılan ve Sludge (Petrol çamuru) olarak isimlendirilen bu tortulaşmış maddenin ekonomik açıdan pek fazla bir değer ifade etmediği, anılan malzemenin petrol sektöründe çoğu zaman bedelsiz olarak ya da çok düşük fiyatlarla elden çıkarılan bir konuma sahip olduğu, bu konuda sektörün diğer kuruluşları olan TÜPRAŞ ve ATAŞ Rafinerilerinin de benzer uygulamaları yaptığı, bu noktadan hareketle kurumda petrol çamuru temizliği yapan GÜNEY MAKİNA firması adı geçen bu atık maddeyi ton başına 150-200 TL gibi düşük bir bedelle satın alarak tesislerinden tahliye etmek istediği, BOTAŞ Genel Müdürlüğü olarak, hem açık toprak havuzlarda depolanan petrol artığı malzemenin yangın ve benzeri tehlikelerini bertaraf etmek, hem de Irak-Türkiye Boru Hattı’nın açılması durumunda ihtiyaç olunacak ballast tankının boşaltılmasını sağlamak gayesiyle yukarıda tarif edilen bu atık maddeden kurtulma yollarının arandığı, bu maksatla Gümrükler Genel Müdürlüğü, Çevre Bakanlığı ve ilgili diğer kuruluşlar ile temasa geçildiği, başlangıçta anılan malzemenin Gümrük Müsteşarlığı Tasfiye İşleri Genel Müdürlüğünce tasfiye edilmesinin gündeme geldiği, daha sonra gerekli çevresel tedbirler alınmak ve lüzumlu gümrük işlemlerini tamamlatmak şartıyla sözkonusu atık maddenin BOTAŞ Genel Müdürlüğü tarafından elden çıkarılmasının uygun bulunduğu, bu gelişmeler üzerinde Kuruluşun adı geçen maddeyi satın alabilecek firmaları bulma arayışına girdiği, bu kapsamda ABAK isimli ikinci bir firmanın daha adı geçen atık maddeyi ton başına 200 ile 500 TL arasında bir fiyatla satınalmaya talip olduğu, aynı dönemde BAYSA A.Ş.
245 PZ 26350 seri sayılı Browning marka tabanca ve mermileri, bir adet cep telefonu, 34 MBM 27 plaka sayılı otoya ait motorlu araç trafik ve motorlu araç tescil belgeleri, üzerinde eylem yapmayı düşündükleri şahıslara ait isim, adres, telefon ve oto plaka numaraları yazılı bulunan liste, telsiz ile ilişki kurmaya yarayan üzerinde şifreli numaraların yazılı olduğu liste, 76.000 (Yetmişaltıbin) Alman markı ve 5.000.000 (Beşmilyon) TL. Alman markı para ve 06 VVS 45 plaka sayılı otonun yakalanamayan sanık Casim Koç adına kayıtlı bulunduğunu gösterir Trafik Tescil belgesi, sanık Mehmet Sena Söylemez’in üzerinde yapılan aramada “Samih Tosunoğlu” adına düzenlenmiş, kendi fotoğrafı yapıştırılmış sahte sürücü belgesi, 3.750.000 TL. Aynı gün polise telefonla yapılan bir ihbarda olayı gerçekleştiren kişilerin 34 KN 288 plaka sayılı araç ile kaçtıkları bildirilmiş ve bu araç İstinye Polis Karakolu idaresinde terkedilmiş olarak bulunmuş ve araç içerisinde 9 mm. Yapılan adli ve idari tahkikat doğrultusunda yasadışı örgütsel faaliyet içerisinde yer aldığı değerlendirilen J.Ütgm. Abdullah Çatlı’nın üzerinde bulunan ve yukarıda ayrıntıları izah edilen sahte belgeler ve özellikle silah taşıma izin belgeleri ve hususi yeşil pasaportlar düzenlenerek, bu belgelerle Devlet tarafından aranan ve birçok yasadışı eyleme katılmış oldukları saptanan bu kişilerin kolaylıkla silah taşımaları ve kolaylıkla yurtdışına çıkış ve dönüşleri sağlanarak çeşitli imtiyazlarla donatılmış oldukları anlaşılmıştır. Mehmet Özbay adına mevzuata aykırı silah taşıma belgesi düzenlediği isnad edilen emniyet Eski Genel Müdürü Mehmet Ağar ile hakkında gıyabi tevkif kararı bulunan ve emniyetçe aranan kişiyi sakladığı isnad edilen ve aracında bulunan ruhsatsız silahlar nedeniyle 6136 sayılı Kanuna muhalefet ettiği düşünülen Sedat Edip Bucak halen Milletvekili olduklarından konulara ilişkin savunmaları, ilgili yer C.Başsavcılıklarının fezleke düzenleyerek ilgili bakanlık kanalıyla TBMM Başkanlığından yasama dokunulmazlıklarının kaldırılmasını talep etmesi ve Anayasanın ilgili maddesi gereğince talep uygun görüldüğü takdirde mümkün olabilecektir.Sanık Söylemez kardeşlerin Mersin ilinde oturan, adresini belirledikleri “Bucak” aşiretinden Osman Bucak’ı öldürmeye karar verdikleri, sanık Mehmet Faysal’ın talimatı ile sanık Ümit Atay’ın Mersin’e gittiği ve Osman Bucak’ın evine yakın Soli Sitesinde ev kiraladığı ve babası sanık Zeki Atay’ın çıkardığı ikametgah belgeleri ile üç adep cep telefonu satın aldtığı, sanıklar Mehmet Sena, Mehmet Faysal ve Mustafa Söylemez ve Fevzi Şahin’in de Mersin’e gittikleri, bu yerde bekleyen sanık Ümit Atay ile buluştukları, kiralanan ve Osman Bucak’a ait evleri ve çevrelerini inceledikleri, sanık Mustafa’nın Mersin ilinde kaldığı, sanıklar Mehmet Sena, Mehmet Faysal ve Fevzi Şahin’in Pozantı İlçesinde sanık Can ile buluştukları, sanık Can’a ait 56 G 0008 plaka sayılı otoyu sanık Ümit Atay ve sanık Ümit’in Adana’dan çağırdığı ve bu yere gelen babası sanık Zeki Atay ile Mersin’e gönderdikleri, sanık Mustafa’nın siparişi üzerine sanık Can’ın getirdiği bir adet B47728Z seri sayılı Baretta marka tabanca ile, bir adet G-3 tüfeğine ait dipçiğin, Tarsus ilçesinde arama yapan görevlilerce bu otoda bulunduğu ve alıkonulduğu, sanıklar Ümit ve Zeki Atay’ın, sanık Can’a ait anılan otoyu Mersin’e götürdükleri, anahtarlarını bu evde bulunan sanık Mustafa’ya teslim ederek Adana’ya döndükleri, İstanbul’a gelen sanıklardan Mehmet Faysal ve Can’ın eylemde kullanılmak üzere, iki adet cep telefonnu bomba haline getirmesi için, İlimiz Kartal İlçesinde oturan Astsubay olarak görevli sanık Muhsin Çayan’ın evine götürdükleri, sanık Muhsin Çayan’ın sanık Can ile birlikte cep telefonlarını patlayıcı madde patlatmaya yarar hale getirdikleri, sanıklar Mehmet Faysal ve Can tarafından hazırlanan cep telefonlarından bir tanesinin fünye patlatılarak denendiği ve kullanılmaya elverişli olduğunun belirlendiği, sanıklar Mehmet Sena Söylemez, Mehmet Faysal, Can ve Fevzi’nin 06 VVS 45 plaka sayılı Mercedes marka oto ile İstanbul’dan Ankara’ya gittikleri, Ankara Ümitköy’de bulunan evde gizledikleri, sanık Can’ın görevli olduğu askeri birlikten temin ettiği plastik patlayıcıları ve fünyeleri ve silahları alarak otoya yerleştirdikleri ve Mersin iline hareket ettikleri, sanıkları izleyen ve Mersin iline gitmekte bulunduklarını öğrenen İstanbul Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Cinayet Bürosu görevlilerinin 11/06/1996 günü Pozantı ilçesi girişinde Adana ve Pozantı Emniyet Müdürlüğü görevlileri ile birlikte, sanıkları yakalamak için önlem aldıkları, saat:01.15 sıralarında sanıklara ait 06 VVS 45 plaka sayılı otonun turnikeler girişinde görevlilerce durdurulduğu, görevlilerce sanıklardan, otodan inmeleri ve kimliklerini göstermeleri istenildiği, otodan inen sanıklar Fevzi Şahin ve Mehmet Sena Söylemez’in tabancaları ile görevlilere ateş ettikleri, görevli polis memurları Murat Uzun ve Ziyaettin Ferman’ın yaralandığı, görevlilerin karşılık verdikleri ve çatışma sonucunda sanıklar Fevzi Şahin ve Mehmet Sena Söylemez’in yaralı olarak, sanıklar Mehmet Faysal Söylemez ve Can Köksal ile birlikte yakalandıkları, sanık Fevzi Şahin’den Browning marka L.41666 seri sayılı 9 mm.
Betkolik güncel
Similar News:
deneme bonusu veren siteler telegram https://fotomodeliai.lt/68263694 tl casino giriş https://fotomodeliai.lt/72596675 https://www.lapetitefabrique-tournus.com/64694875